Alp ASLAN
Şehit Düştüğü
Tarih: 15 Haziran 1998
Şehit
Düştüğü Yer: Dersim Hozat Ardıç Köyü
Doğduğu Tarih:
27 Mayıs
1969
Doğduğu Yer: Muş
Mezar Yeri: Merkez – Hozat, Dersim
Dersim
İbrahim Erdoğan Kır Silahlı Propaganda Birliğinden
bir savaşçıydı Alp Aslan. İki yoldaşıyla birlikte Ardıç Köyü çıkışında oligarşinin askeri güçleriyle girdikleri
çatışmada uzun süren çatışmadan sonra teslim olmama geleneğine bir halka daha
ekleyerek ölümsüzleşti.
Alp,
Kürt milliyetindendi. 1990-91 döneminde Ankara Üniversitesi Ziraat
Fakültesi'nde okuyordu. Dev-Genç'liydi. Aynı eğitim döneminde kuruluş çalışmaları
başlayan AYÖ-DER'in faaliyetlerinde başından itibaren
yer aldı. Alp yorulmaz bir emekçidir. Bir Dev-Genç'li, bir AYÖ-DER'li olarak kendi okulunda çalışmalarını sürdürürken,
aynı zamanda gerek gençliğin, gerekse de Devrimci Sol Güçler'in
Ankara genelinde hayata geçirdiği eylem ve etkinliklerde de koşan, koşturan ve
örgütleyendir.
Devrimci
Sol'un hayatın tüm alanlarında devrimci bir atılıma geçtiği süreçte Alp, Birtan'la, Besat'la, Ayşenur'la,
Mustafa'yla omuz omuza Dev-Genç örgütlenmesi için gecesini gündüzüne katanlardandır.
O günlerde, oligarşinin "kalbim" dediği Ankara, Devrimci Sol'un ardı
ardına yaptığı cezalandırma eylemleriyle sarsılıyordu. Oligarşinin
"kalbi"nin yediği darbelerle çarpıntılarının arttığı o günlerde, Alp
Aslan büyük bir heyecan, moral ve coşkuyla, büyük küçük iş demeden koştu,
koşturdu.
Sessiz,
sakin, varlığı yokluğu belli olmayan Alp, mücadele içinde sızlanmayan, enerji
dolu ve aktif bir militandır. Bilmem, yapmam dediği bir iş yoktur. Başkent'te
halkın adaletinin hesap soran eylemlerinden ürken düşman, pek de fazla zaman geçirmeksizin,
Alp'i de içine alan bir komployu tezgahlamaya girişti.
Onca eyleme rağmen düşman için, Devrimci Sol tam bir sır küpüydü... Ellerinde
ne bilgi vardı, ne de yakalanan biri... Ne yapıp etmeli, fail ya da failler
yaratmalı, sarsılan prestijini onarmalı, acizliğini
bir biçimde maskelemeliydi. Komployu işletmeye başladılar...
Ankara'da
bilinen, tanınan, demokratik kurumlara giren çıkan birçok insanı
"eylemlerin failleri" diye afişe ettiler, bir kısmını da gözaltına aldılar.
1991 yılı başlarında aralarında Birtan Altunbaş'ın da bulunduğu birkaç kişiyle birlikte Alp de
Ankara polisi tarafından gözaltına alındı. Komploya göre, DAL'da
yoğun işkenceyle, gözaltına aldıkları insanlara silahlı eylemlerin sorumluluğunu
yükleyeceklerdi... Bu gözaltı sürecinde Alp, diğer yoldaşları gibi yoğun bir
biçimde işkence gördü. Birtan'ın ser verip sır
vermeyen onurlu direnişi ile komploları bozulan düşman, işkencede Birtan'ı katlederken, Alp ve bir diğer yoldaşını
tutuklayıp, Ankara Merkez Kapalı Hapishanesi'ne koydu.
Tezgahladığı komployu devam ettirmek
isteyen düşman, Alp ve yanındaki yoldaşını Devrimci Sol tutsaklarının bulunduğu
4. koğuşa değil revire yerleştirdi. Her ikisinin de sağlıkları oldukça kötüydü,
zor ayakta duruyorlardı. Yoldaşları bir yolunu buldular ve görüştüler onlarla.
Alp daha sessiz, daha suskundu. Bir süre sonra yoldaşlarına kavuştular. Onlar
da 4. Koğuşa geçtiler. Burada öğrendi, kendisiyle hesaplaştı, kendini aştı...
1992'de
tahliye olduğunda bir süre kayboldu gözlerden... Ailesinin yanına, İstanbul'a
gitmişti. Ama Alp duramazdı yerinde... Ardı ardına önce Birtan,
sonra Ayşenur, sonra Mustafa Aktaş, Besat ve daha pek çok şehit düşen yoldaşının savaş
çağrılarını cevapsız bırakmadı. Evet, durmadı Alp, suskunluğunu, sessizliğini
paramparça ederek, bir halk kurtuluş savaşçısı olarak 1997 Ekim’inde gerillaya
katıldı, Dersim dağlarına çıktı ve bir halk kurtuluş savaşçısına yaraşır
şekilde ölümsüzleşti.
Hakkında
Daha Geniş Bilgi İçin...
Yoldaşları, yakınları Alp Aslanı Anlatıyor: